2026, gayrimenkul danışmanları için arsa satışlarının yılı olmaya aday. Artan konut maliyetleri, yatırımcıların ilgisini daha erişilebilir seçeneklere — yani arsaya — yönlendiriyor. Peki bir danışman olarak bu trendden nasıl faydalanabilir, arsa satarak düzenli kazanç elde edebilirsin?
Gayrimenkul danışmanlığında en çok duyulan cümlelerden biri şudur: “Portföyüm yok, nereden başlayacağımı bilmiyorum.” Oysa ki portföy eksikliği, artık sektörde bir engel değil, doğru bağlantılarla bir fırsata dönüşebiliyor. İşte bu noktada arsa iş birlikleri devreye giriyor.
Gayrimenkul danışmanlarının en büyük hedefi, portföy bulmak kadar kazanç sağlayacak güvenilir ortaklarla çalışmak. A PROJE, tam da bu noktada devreye giriyor: Türkiye genelinde geliştirdiği arsa projelerini, gayrimenkul danışmanlarıyla paylaşarak kazan-kazan temelli bir iş modeli sunuyor.
Gayrimenkul sektöründe başarı, büyük ölçüde portföy çeşitliliğine ve güvenilir kaynaklara erişime bağlıdır. Ancak birçok danışman için en büyük sorunlardan biri şudur: “Satılabilir, güvenilir portföy bulamıyorum.” İşte burada devreye portföy paylaşımı giriyor.
Arsa yatırımı, Türkiye’de uzun yıllardır güvenli ve kazançlı bir yatırım aracı olarak görülüyor. Ancak yatırımcıların aklında sıkça şu soru beliriyor: “Kooperatif üzerinden mi arsa almalı, yoksa bireysel mi yatırım yapmalı?” Her iki yöntemin de kendine özgü avantajları ve dikkat edilmesi gereken yönleri var. Gelin birlikte artılarını ve eksilerini değerlendirelim.
Türkiye’de arsa yatırımı, son yıllarda hem bireysel hem de toplu yatırımcıların ilgisini çeken bir alan haline geldi. Özellikle kooperatif modeliyle yapılan arsa yatırımları, uygun maliyetli giriş fırsatları ve ortak hareket etme avantajları sayesinde popülerliğini artırıyor. Peki, kooperatifle arsa almak gerçekten avantajlı mı, yoksa riskli mi? Gelin birlikte inceleyelim.
2025 yılının son çeyreğine girerken yatırımcıların aklındaki en büyük soru şu: Altın mı kazandırır, yoksa arsa mı? Ekonomideki dalgalanmalar, faiz oranlarındaki değişimler ve jeopolitik gelişmeler yatırım stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Bu dönemde hem güvenli liman arayan hem de uzun vadeli kazanç hedefleyen yatırımcılar için iki seçenek öne çıkıyor: altın ve arsa yatırımı.
Gayrimenkul yatırımları içinde her zaman ayrı bir yere sahip olan arsa yatırımı, 2026 yılında da yatırımcıların gündeminde olmaya devam ediyor. Peki, yeni yılda arsa almak gerçekten kazandırır mı? İşte 2026 için arsa yatırımının öne çıkan fırsatları ve dikkat edilmesi gereken noktalar:
Türkiye’de arsa yatırımı, ekonomik dalgalanmalara rağmen yatırımcıların en çok ilgi gösterdiği alanlardan biri olmaya devam ediyor. Toprak, sınırlı ve üretilemeyen bir varlık olması nedeniyle uzun vadede değerini koruyan ve artıran bir yatırım aracı olarak öne çıkıyor. 2025 Ekim itibarıyla düşen faiz oranları, artan turizm hareketliliği ve yeni imar planları yatırımcıya önemli fırsatlar sunarken; ekonomik riskler ve likidite sorunları dikkat edilmesi gereken noktalar arasında yer alıyor.
Her anne-baba, çocuğuna en iyi geleceği sunmayı ister. Eğitimden sağlığa, güvenli bir hayattan maddi istikrara kadar pek çok konuda emek veririz. Ancak uzun vadede çocuğunuza bırakabileceğiniz en değerli miraslardan biri sağlam bir yatırım olabilir. İşte bu noktada arsa yatırımı, diğer yatırım araçlarına göre çok daha güvenilir ve kazançlı bir seçenek olarak öne çıkıyor.
Kapadokya, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın en özel coğrafyalarından biri. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bölge, eşsiz doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve turizm potansiyeliyle her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor. Bu benzersiz özellikler, Kapadokya’yı sadece bir turizm merkezi değil, aynı zamanda yatırımcılar için eşsiz bir fırsat kapısı haline getiriyor.
Türkiye, coğrafi yapısı, gelişen şehirleri ve turizm potansiyeliyle arsa yatırımı açısından büyük fırsatlar sunuyor. Ancak bazı bölgeler, diğerlerine kıyasla çok daha hızlı değer kazanıyor ve yatırımcıların radarına giriyor.